31 Ağustos 2007 Cuma

Buldum

Neden bahsedebilecegimi buldum aslinda ama biraz soyle geyik gunumdeyim. Kadin-erkek farkini mi alsam, ozlemi mi yoksa neler ogrendigimden mi bahsetsem yada kendime guvensem hepsini toparlayacagim.
Soyle gireyim olaya, yil 2005 bircok Turk kizi gibi annesinin dizinin dibinden ayrilmamis, kendi kararlarini pek vermemis dolayisyla ogrenecek cooook seyi olan bir kiz var ve ailesinden okyanus otesinde bir ulkeye tek basina yasamaya gidiyor, haliyle bu kiz benim:) En cok annemin yemeklerinden sikayet ettigim zamanlari hatirlayip kizdim kendime, sonra annemle geciremedigim yada tahammulsuzlugumle annemi kirdigim gunlerin pismanligi:( Cidden gecen her dakika o kadar degerli ki cunku bir daha o anda, o ortamda o insanlarla olma ihtimalini dusunmek korkutucu. O yuzden her dakika onemli ozellikle sevdiklerimizleyken. Eskiden insanlari kaybetmek cok korkuturdu beni ama bu da hayatin bir parcasiymis, guzel insanlar yada ortalama yada kotu insanlar hayatlarimiza girip kimi az kimi fazlasiyla iz birakip giderlermis. Gitmek fiziksel yonde, cunku iyilerle ne kopabiliyorsun ne de izlerini unutuyorsun. Konudan konuya atlamaya bayirilim ben yok yok itiraf ediyorum bayildigimdan degil sadece yapi meselesi amm soylemeden edemeyecegim. Her insan ayri bir dunya farkinda miyiz bunun acaba? Icimizdeki guzellikler, zorluklar, zevk aldiklarimiz, bir kelimeden cikardigimiz sonuc, bir olaya verecegimiz tepki, hedeflerimiz, umutlarimiz, uzulduklerimiz, yuzumuzde guller actiran, sevgimiz, sevgiyi gosterisimiz, herseyimizle ayri dunyalariz. Bu senelerce once tek basina hayata baslayan kiz en cok kendi tanimakta zorlandi, her ne kadar inanmasi zor olsa da. Her ne kadar kendimizi tanidigimizi dusunsek de, genelde arkadaslarimizi, sevdigimizi, annemizi, babamizi elestirsek de kendimizi tanimadigimiz o kadar cok yon var ki. Ama benim kadar kendini incelemek, elestirmek de pek ic acici degil, boyle cilgin boyutlara ulasabiliyor:) Daha cok yazmak istiyorum ama derse baslamaliyim ama yazmak daha eglenceli hem de bir kacis:)
Kendimi tanima savasimdan sonra ikinci zorlugum kadinligi tanimak, kadinin bakis acisini, kadina bakilan aciyi cozmeye calismak oldu, tahmin edilecegi uzere cozebildigim hicbir sey yok, olacagina dair umudum ise nasil mutlu olacagimi bulmaktan ibarettir. Turkiye gibi bir ulke, kadina et gibi bakilan, esitligin daha cok kanunlarda gostermelik olduguna inandigim, daha tutucu, daha az ozgurlukcu ve esitlikci bir kultur. Ama ayni zamanda kadini daha korumaci, sahiplenici bir kultur; her ne kadar ezmekle korumak arasindaki ayrim yapilamasa da. Amerika ise tamamiyla bunun tersi, kadinlarin erkekle esit oldugu hatta bana sorarsaniz haklarinin daha cok oldugu, kadinlarin da erkekler gibi sevisip unuttugu, ben kadinim yapamam demedigi bir ulke. Ne kadar ileri gorusluyum deseniz de, ne kadar ben geleneksel, tutucu bir insan degilim deseniz de o(Turk) kulturde yetismissiniz, kaniniza islemiz bazi seyler. Zamanla daha da atiyorsunuz tabiki ustunuzdeki enteresan tavirlari. Ama yine de sevismek hicbir zaman iki tarafli, karsilik olmuyor, hep erkegin faydalandigini dusundugunuz bir zihniyet hakim ve objektif dusundugunuz de guluyorsunuz bu tavriniza:) Erkeklerin ve kadinlarin farkli algiladiklarini, farkli dusunduklerini, farkli yaradilisleri oldugunu anlamak hic kolay olmuyor. Hatta hicbir zaman evli bir kadinin incelik beklentisi, yada bir kiz arkadasin romantizm istegine karsi esin yada erkek arkadasin fiziksel isteginin yaradilistan kaynaklandigin farkina varilmasi hic mi hic kolay olmuyor. Erkekleri suclamanin yalnis oldugunu cozup, bir orta yol bulunmali kismini az da olsa kavramis olsam da, nasil, nerde ne zaman, mumkun mu bilemeyecegim. Bilen varsa soylesin, yada ben biraz ilerleme kaydedersem yazarim:)
En son ozlem dedik, eee evett cok sey ogreniyor insankizi hayatta ama bir ozleme soz geciremiyor, onun ne dili var, ne sonu, caresi dersen o da yok sanirim. Hep birseylerin ozlemi icindeyiz, annemizi buldugumuzda, bulasik yikarken guzel durala demeyen sukunetin, babamizi buldugumuzda gecen kavgalarin olmadigi sessiz gunlerin, sevdigimizi buldugumuz da bekar gunlerin, Turkiye'deyken arabanin, rahatligin ozlemi, Amerika'da eski dostlamizin, ailemizin, Banana Republic'te sosyete pazarlarinin. Ozlemin sonu yok ve gelmeyecektir. Hayat secimlerle dolu, sedece neyi ozlemek istedigimizi secmeli yada hayat neyi gerektiriyorsa birlikte getirdigi ozlemi kabullenmeyi ogrenmeliyiz. Baska konuya atlamamaya karar verdim. Herkese sevgiler....okuyan okumayan, duyan duymayan, goren gormeyen.
O kadar zaman gecmis yazmiyorum, sifremi falan unutmusum. Gerci eskiden de hic yazmadim ya neyse. Eee soyle bir baktim neler yazmisim, zavalli asik ben sonunda benligini bulur ve eski hoppidik zamanlarina donmek uzereyken birden yeterlilik sinava gelir catar ve haliyle oyle bir kalir ama yine de seberektir artik, ohh be dunya varmis. Benim pek ozledigim, asi arkadasimin da yazdigi gibi bana da sanki buradaki hayatim bir dusten ibaretmis gibi geliyor ve Tukiye'ye donunce, tekrar basliyor kaldigim yerden hayat. Isin asli 2 senedir de gitmedim, ne ruyaymis bee:) 2 ay kaldi gitmeme, heyecanliyim ilginc bir sekilde. Ekim ayi hayatimin duruldugu bir ay olcak, off niye hemen Ekim olmuyor diyecegim su sinavdan korkmasam ama gelin gorun ki tutusmus durumdayim.
Hala buraya nasil yazacagimi cozebilmis degilim ama oyle yaziyorum isteeee, birgun bulcam. Herkese sevgiler, ayy duyan da birileri okuyor sanir, okuyan tek arkadasimi operim haha:):):)

19 Temmuz 2007 Perşembe

Yorgunluk!

Offf Offf! Artik ask yok, su yok bu yok; sadece ayakalarimin sizisi var. Ya kim diyorki calisinca basarirsin diye, calisip da basaramamak var bu dunyada, hatta abartip cok calisip da basaramamak da var. Ya da iki gun calisip da calistigini abartmak:) Neyse iste yorgunum bugun ben, hem de cok yorgunum. Bir de yazdikca anliyorum ki, ben artik iki kelimeyi bir araya getiremez olmusum, yazik olmusum valla... Allah'tan kimse okumuyor. Daha da yazmiyim zaten. Sevgiler ve saygilar....

17 Temmuz 2007 Salı

Aman Allah'im!

Ben hala bu moddan kurtulamadigim icin, biraz daha asktan acidan dem vurcaga benzerim. Bir insanin sana karsi ilk hatanin sorumlusu kendisi, ikincisinin sorumlusu ise ona izin verdiginiz icin sizsinizdir. Her ne kadar bir insanin kendi kendine neden aci verdiginin, gore gore, bile bile kendine iskence ettiginin nedenleri bilemiyorum, adina ask diyorlar; niyeyse ona bile inanamiyorum. Hepimizin zayif yonleri var, kimimiz terkedemiyoruz, kimimiz asik olamiyoruz, kimimiz kendi haklarimizi koruyamazken, kimimiz baskalarinin hakkini yemekten kendimizi alikoyamiyoruz. Ben anladimki en buyuk cabalarimdna biri herkesi mutlu etmek, dogru yapmak, dogru olmak. Belki gucsuzum, belki herkes yalnissin dediginde, hayir dogruyum diyecek kadar guvenmiyorum kendime, belki insanlari kirmak bir sekilde canimi yakiyor ve tamirini kendim yapamiyorum. Her neyse nedeni hala bu caba icindeyim, ne gitmeyi biliyorum, ne de giderken kotu taraf olmayi ve sirf bu yuzden iste bu yuzden hala ve hala canim yaniyor. Bu bir sinav belki benim icin, hersey zamanla ogreniliyor ve bunu da ogrenecegim.

10 Temmuz 2007 Salı

Meger sevgiyi biz kendi icimizde yaratiyormusuz, aciyi, mutlulugu, huzuru yada huzursuzlugu da. Meger her nereye gitsek kendi huzursuzlugumu bizi birkamiyormus. Yani mutlu olmak icin tatile gitmek, sinavi gecmek, Turkiye'ye donmek, bir arkadasi gormek, daga tirmanmak yada colde dolasmak gerekmiyormus. Mutluluk secim meselesiymis. Meger sevdigini dusundugun yada sevdigin insana guvensizlik, onu affetmemek kendine kizmak, kendini affettmemekmis. Sevmek kabullenmek, beklememekmis, mutluluk da beraberinden gelirmis. Peki neden bu kadar uzun suruyor zaten bekledigimiz seyleri idrak etmemiz, neden bu kadar uzun suruyor insanin huzursuzlugunun sebebini bulmasi. Dunyada kontrol edebilecegin tek insanin kendin oldugunu anlamak neden bu kadar zaman aliyor. Bir tek kendi duygularini dizginleyebilir, bir tek kendini telkin edip kendi huzurunu saglayabilirsin. Ve umarim bunlari anlayabildigin zaman bunlari yapabiliyor olabilirsin:)