16 Temmuz 2009 Perşembe

Cok sey

Yine icimde ayni his, anlatacak, konusacak cok sey olma ama sacmalayacagini, sonunun gelmeyecegini bilme hissi. Gunler daha iyi geciyor artik, cunku cok daha yogunum, eve yorgun gidince de oyle bos oturmak hic canimi sikmiyor. Protein labinda yaptigim deneyler bazen bosa geliyor, aslinda bosa oldugunu biliyorum cunku bu proteinin tam uzun halinin kristal yapisi vermeyecegini biliyorum ama yine de deniyorum burdaki aletleri ogreniyim diye. Bosa cirpinmaya alisiyor insan yillar sonra. Molekuler biyoliji labindaysa hem farkli seyler yapiyorum, hem de sonuclar guzel simdilik. Molekuler biyoloji oldukca zor, sabir ve titizlik istiyor biyokimyaya kiyasla.

Dun labda calistigim insanlarla yemek yiyorduk. Bir Turk, bir Nijeryali, bir Amerikan, bir Yunan ve bir Cinli yanyana gelmis..:) Dinden bahsetmisler, daha dogrsu ben onlara katildigimda bahsediliyordu dinden. Yunan arkadas cok koyu Hristiyan cikti ve Cinli Mong arkadasin anlattigi inanislarin ne kadar da sacma oldugunu soyledi. Ya tamam simdi, benim bile aliskan olmadigim bir inanis, ilginc ama inanc boyle birsey nedeni, nasili olmuyor, herkesin kendi yorumlamasi. Yunanli kendi inanislarinin somut nedenleri, ipuclari oldugunu iddaa edene kadar susmayi basardim ama sonrasinda dayanamadim ne somut kaniti, dinin, inanisin somut kaniti yoktur, somutluklarla anlamdirmaya calisir insan inanislarini...Neyse, cinlinin dedigine gore Monglar eger kotuluk ederlerse daha dusuk bir canli olarak dunyaya tekrar geleceklerine inanirlarmis, cezalari bitince tekrar realkarnasyonla insan olabilirlermis. Ilginc degil mi? Onlara da cennet ve cehennem ilginc geliyor olmali. Wikipedia'dan okudugum kadariyla, birden cok ruhlarinin olduklarina inaniyorlarmis, clan denilen gruplari varmis ve clan'ler arasi evlilik oluyormus, clan ici olmuyormus.

Su bir ayligina ev paylastigim Iranli'nin bircok konu hakkinda bilgisi var, anlasilan cok okuyan biri tarih konularinda. Her firsatta Ingilizlere, Amerikalilara, ve bugun de son olarak Avustralyalilara sert elstirilerde bulunuyor. Yani hakli oldugu yerler kesinlikle var ama biz guclu oldugumuzda biz de yaptik kotu seyler, hala da yapiyoruz. Bu hicbir yapilani hakli kilmiyor ama biraz daha ozelestri iyi olur diye dusundugumu anlattim. Cok hassa olmusum bu konularda, niye boyle herkesin acisindan bakip, esit olmaya claisiyorum, sonra derdimi anlatip, kendimi yoruyorum. Sevgiliyle yaptigim Kurt korumalarindan, haksizlari gor demelerden bunaldim anlasilan, biraz huzur istiyorum. Bir de bir seyi anlatirken bu kadar etkilenmeyip, sakin ve huzurlu cikislar yapabilmek istiyorum. Olur insallah:)

14 Temmuz 2009 Salı

Iste boyle

Az konusunca cok yaziyormusum ben meger:) Hocadan mail aldim, son derece notraldi yazdiklari, ne sevinmisti ne de canimi sikti. Ben de halen bilemedim sevinsem mi? Sanirim sevinsem, ilac olma ihtimali olabilecek kucucuk birsey buldum, onlarca yil surebilecek bir calisma olsa da bosa kurek cekmiyor sanirsam. Oldukca verimli, deli gibi calisiyorum iki labda, yapacak baska hicbir seyim de yok dogrusu, eve gitmeye kesinlikle can atmiyorum, calisiyim evde oturup bunalcagima; bi de kisa zaman icin burda en yuksek verimi alabilmenin tutusmusluguyla yorgunluktan perisan hissetsem bile bir gaz calisiyorum. Oyle cok sey yazacagimi dusunmustum ki, kaldim yine boyle. Neyse icimden gelince yazarim yine, alla alla sessiz bir insan olacak olamam ben, yani bu imkansiz. Bakalim dogal ortamim Florida'ya gidince dogal cok konusan hallerime donecek miyim:)

13 Temmuz 2009 Pazartesi

Iyi mu kotu mu?

Ya deney sonuclari oldukca umut verici, denedigim 5 maddeden 1'i calisiyor gibi gorunuyor. Yani 4'u calismiyor, 20% basari ama en azindan biri calisiyor oldukca sevindirici bir haber. Hocama mail attim, beklemekteyim, eminim keyimi kaciracak. Bakalim hakli cikacak miyim? Iyi guzel ama .... diye bir mail gelecek, ustune bu kadar da sevinme tarzinda sozler. Yada beni sasirtip good job diyebilir:) Insallah oyle yapar, konferansa gitmek icin izin koparmaya calisacagim, ya ona da gonderse ondan iyisi yok allama:) Offf ne zordur istir su mail beklemek...

Pazartesi giydim fesi!

Iyiki ise gelmek var. Pazartesi sendromu da neymis? Hic ise gelirken bu kadar mutlu oldugumu bilmem uzun zamandir. Sosyal olmayan bir hayatin, bunaltici bir evin faydalari da bunlar olsa gerek. Aslinda cumartesi gunu Philadelphia'ya gittik gezmek icin. Ilgin bir sehir. Chicago, New York yada DC gibi diger buyuk sehirlerle alakasi yok. Cok tehlikeli bir yer diye gozumu korkutmustu insanlar Florida'dan. Zenci nufusu oldukca yuksek, sokaklarda yururken farki farketmemek zor. Biraz varosumsu bir havasi var. Museum of Art (Sanat Muzesi), Independence Hall (Bagimsizlik Salonu), City Hall (Sehir Salonu), Liberty Bell Center (Can Merkezi) , Pennlanding (limani) gorulmeye deger yerleri arasinda. Rocky filminde cikilan merdiven ve bir Rocky heykeli mevcut. Ama ne yalan soyleyim ben sevmedim o sehri, yasamak da istemezdim. Insanlarin giyimleri, tarzlari cok farkli ve garip geldi bana. Ama gordugume sevindim. Bir de vergi odenmiyor kiyafet ve ayakkabi alisverisine orada, alisveris severle ricin onemli bir unsur.

Dun ise buram buram bunaldim yine:) Oysaki cumartesi yorgunlugunun ustune iyi gelmeliydi, ama su asosyal gecen 2 hafta oldukca canimi ciktigi icin evde gecen hicbir gunden mutlu olamaz oldum. Bu yuzden de ise geldigime pek sevindim, burdaki postdoclar eglenceli, tek yapmam gereken organizasyonla is disinda biseyler yapmaya itmeliyim burdakileri:) Herkes bir sakin, sesiz geliyor burda bana. Beli hep cilgin insanlarla takilip, parti parti kosturdugumuz icindir:)

Bugun deney sonuclarimi gorecegim, buldugum inhibitorlar kanserli hucreleri oldurebilmis mi? Cok heyecanli yada umutlu oldugumu soyleyemeyecegim ama ogrenince ne olursa olsun sevinecegim. Cikmazsa baska strateji gelistirecegiz, ilk fikir hucrelere elektrik vererek inhibitorlari hicre icine sokmaya yardimci olmak. Iskenceci gibi hissedecegim kendimi:) Cikarsa da hopalyip, ziplayacagim ve degisik derisimler kullanarak biraz daha data ve fikir elde etmeye calisagiz.

Bugun bir de canim arkadasimin dogum gunu, 5 yil her zaman yanimda olan, gurbeti gurbetlikten cikaran dostumun, iyiki var o:) Geri sayima devam kaldi 12 gun, pek de birsey kalmadi, biraz daha mutluyum, su deneyler icinde heyecanlamaya basladim. Hadi guzel haberlerle gelcem insallah...


12 Temmuz 2009 Pazar

Turk andi

“Kürdüm, Lazım, Çerkezim, Ermeniyimi, Aleviyim... Desem de, ben çalışkanım ilkin, büyüyünce işsiz kalsam da. Büyüklerimi görmek, küçüklerimi dövmektir işim. İlk işim yurdumu ve milletimi ‘Üzüm'den çok sevmektir kesinlikle. Ülküm, takla atmak, yere düşmek ve ne olursa olsun taş ile yakalanmamaktır. Ey büyük Kürd, Laz, Çerkez, Ermeni, Alevi... Kaçtığın yoldan, gösterdiğin hedefe oturmadan yürüyeceğime ayran içerim. Varlığım Kürd, Laz, Çerkez, Ermeni, Alevi. Varlığına ceza olsun. "Ne mutlu Kürdüm, Lazım, Çerkezim, Ermeniyim, Aleviyim... Diyene, sonrada dayak yiyene.”

Mazlum Der'den aglanacak halimize tebessum yaratan derleme...

8 Temmuz 2009 Çarşamba

Ilim, bilim, doktora, perisanlik...:)

Nereye gidersem gideyim bakiyorum bu bilim adamlari bir deli, bir enteresan, komik, eglenceli.. Sise diyorsun, sana ilk siseyi kim bulmus, nasil gelistirmis anlatiyor bazisi. Bazisi sebeklige vurmus, bazisi da ilginclige. Ama seviyorum ben bu bilim insanlarini...

Bugun ikinci kez hucre kulturlu deneyler yapmaya basladim, daha once bir deneyimim olmustu ama bu defaki daha ciddi. Enfeksiyonlu hucrelerle calistigimiz icin tulumlar, maskeler, gozluklar, galoslar giyindik once; cok eglendim ben, heyecanlandim degisik bir sey yapiyorum diye. Cok deney yapmadim aslinda postdoc guvenemedi bana pek, ama o da hakli tabi. 5 saat boyunca o odada deney yaptik, araliksiz olunca yorucu oldu ama umarim degecek. Umut etmeye korkarak bekliyorum sonuclari.

Kariyarik yaptim dun, cok basariliydi hatta ilk basarili karniyarigim diyebilirim:) Nasil bunaliyorsam evde boyle uzun uzun yapmadigim kalmiyor.

Gazete haberlerini okuyorum, yine olen insanlar, yine sorunlar, uzucu. Cinde yasananlar uzucu, Pakistan'dakiler uzucu, Arabistan'da olanlar uzucu, Turkiye'dekiler de tabi. Keske insanlarin haksiz olumlerini, yasadiklari haksizliklari durdurabilsek, yani keske hepimzi durdurmaya calissak. Gerci bunlari yapanlarda biz insanlariz ya, yapmayanlar yapanlari durdurabilsek. Cok mu salakca hepimiz kardes olalim, olmayalim oldurmeyelim mutlu mesut yasayip gidelim demek? Hayir guzellik yarismalarindaki dilekler gibi oluyor bu "dunya barisi" ama bu kadar mi imkansiz, toplu kanin akmadigi bir gun gecsin dunya yuzunde. Cok utopik bir hayal sanirim.

Radikalde bir yazi okudum, aslind adun Hurriyet yazisiyla baslamis. Kim evlenecek bu turbanli kizlarla diye. Bana sanki su gunlerde herkes turbanlilarla evlenmek istiyrmus gibi geliyor. Hatta Turkiye'ye gittigimde izledigim su evlilik programlariyla ve bu programlarda erkeklerin turbanli kadin, bayanlarin evi olan erkek istekleri ayri bir sasirtmisti beni. Neyse birazda objecktif bakamiyorum belki de olaya.

Baska baska, hala kucuk ve bunaltici buluyorum bu sehri. Ya ben insan seviyorum yaa, boyle sosyal olmadan cok yasayamam ben, ciglik atarim valla:) Neyse geriye kaldi 16 bu gunden sonra, gec gunler bit gunler. Gecerken cok sey ogret gunler, hissettirmeden gec gunler, bunaltmadan gec. Insan en cok hata ve acilardan ogrenirmis ya oyle ogrenmiyim ama... hehehe... yani siparisle oluyorsa...

6 Temmuz 2009 Pazartesi

Yorgunluk-kafa dinlemek

Cok insanla konusamiyorum bu aralar, ondan gayet kendimden bahsediyorum. Fiziksel olarak yorgun, zihinsel olarak kirk tilki dolasiyor olsa bile kafami dinliyorum. Burada insanlardan daha izole, partisiz gunler geciriyorum; hic sikayetim yok aslinda. Yorucu oluyor insanlarla ugrasmak, arada gerekiyor boyle kabuguna cekilip, ara vermeler...Ama bir taraftan arkadaslarimi ozlemiyorum desem yalan. Sanki cok uzun zamandir burdaymisim gibi, halbuki henuz 1 hafta bile olmadi. Niye bana bu kadar uzun geliyor garip? Donunce aklimda yapacak bircok planim var ama eminim donusun 2. gununun sonunda hepsini unuturum.

Fiziksel yorgunlugum ise ters yola sapip 1 saatlik yolu tam tamina 1 saat 50 dk'da gelmis olmamdan. Aksam cikip hic yuruyesim yok, ama insanlara bagimli olasim sorasimda, heralde giderim taban kuvvet.

Dun bir yere alisverise gittik, sebze meyveler superdi. Kucuk patlican, halley ve, alpella buskuvi buldum, cok sevindim. Halley sevdicege gidecek o pek seviyor diye. Florida'daki bazi pahalli meyveler cok ucuzdu, ama bazi seylerde oldukca pahalli. Degisik bir tecrube burda olmak. Haftasonu Philadephia'ya gidecegiz bir grupla, degisiklik guzel olacak cunku bir sehir anca bu kadar sikici olabilirdi. Ama labdaki insanlar eglenceli, cilgin ve ahenkliler. Herkes bir baska yerden... Alismaya basliyorum galiba.

Yarindan sonra buldugum inhibitorleri deneyecegim losemi enfeksiyonlu hucrelerde, bir taraftan yavasta olsa baska deneyler yapiyorum. Ya acaba guzel sonuclar alir miyim? Doktoranin 5. yilinda boyle oluyor sanirim, umutla degil de sadece istekle, acaba olur mu diye baslaniyor deneye. Cikmayan binlerce deneyin ustune umut etmek cok kolay degil. Ama kesinlikle umutsuz da olmuyor insan, yoksa bilimci olamazmisiz. Ya cikarsa diye girisiyoruz olaya iste. Az konusmali, az partili, cok dusunmeli, fazla huzurlu, fazla bilgisayarla hasir nesir, cok yurumeli, pek sosyal olmayan gunlere devam. Gun sayiyorum kalmaktan sikayetci olmasam da, sanki bu benim hayatim degilmis gibi.

2 Temmuz 2009 Perşembe

Gelismeler!

Cok uzun sure olmamasina ragmen kendi blogumu bulamadim:) Garip di mi? Yazisirken pek dikkat etmiyorum aslinda imla kurallarina am biraz daha ozen gostermeye calisiyorum blogda. 2 gundur Maryland'deyim. Gozumuzde oldukca buyuyen Ulusal Saglik Enstitusu'nde basladim 1 aylik calismama. Cok kalabalik labi bizim lablardan farki, oldukca eski bir yer. Aletleri oyle robotlu falan olmasa da oldukca iyi, gerci kristalografi makinesi robotluymus ama egitimini almadigim icin kullanamayacagim. Cinli, hintli cok, calisan Amerikalilar lab teknisyeni (burda manager, mudur diyorlar adina ama yaptigi labin duzenini saglamak), Rus, Cek, Polonyali... her ulkeden insan var gibi.
Ilk gece kaldigim yer 90 yasinda bir yasli teyze yaniydi, evi sineklerle dolu, mutfak kum tas, pas tutmus, banyoda karincalar cirit atiyordu. Iskence gibiydi resmen, neyse dunden itibaren bir postdoc'un evinde kaliyorum, ailesi gitmis, kendisi de yarin yola cikacak. Ama evi baska biriyle paylasmak zorunda kalacagim. Ilk kez ev arkadasim olcak, hem de erkek. Ilginc, ama ilk gece kaldigim yerden sonra bu evle bulmusa dondum, duzen, temiz carsaflar, temiz banyo-tuvalet, hatta alisveris yaptik, ev gibi iste, muthis mutlu oldum:) Ha tabi hergun 45 dk yuruyus mesafesinde olmasi dezavantaji ama napalim, olacak o kadar. Yani yururum ama icimden bir his bol bol kaybolacagim diyor, neyse belki selulitlerim gider, zayiflarim...:)
Sevgiliyle telde hatta yanyanayken bile anlasamazken, bu aralar iyiyiz, tabi daha 2 gun oldu, gerci sanki haftalardir boylemisim gibi bir his icimde. 23 gun kaldi sanirim, gun saymak kotu tabi, neyse cabuk geciyor zaman.
Arkadaslarimi ozledim sanki ucun sure gormemisim gibi, bazi seyle rgunluk rutine binmis biz de. Neyse guzel olacak, biraz partilere ara vermek, arabanin rahatligindan uzaklasip yurumek, baska yerde yasamak, sevgiliyi ozlemek, ozlenmek... Umarim mutlu gecer, cok ogrenerek ayrilirim.

Benim kisisel hallerim yanisira...Bugun 2 Temmuz, tam 16 yil once bugun yakilan Madimak Oteli biraz icimi acitmak da, suclularin ceza gormemeleri, devletin duyarsizligi, insanlarin kendinden farkli olana tahammulsuzlugu, hatta oyle bir tahammulsuzluk ki bu canli canli yakarak can almayi ici acmadan yapan bir kitleyi dusunmek yakiyor en cok canimi. Bir tek radikalde gordum haberlerini, hurriyet, milliyet bahsetmemisti bile. Yazik cok yazik.

Daha cok cok yazasim var ama simdilik bu kadar, bakalim bir daha ne zamana yazarim, gerci sikinti oluyor uzun beklemeler belki hemen yazarim. Kucucuk fare gordum olu, labin disinda, cizgi filmlerdeki kadar sevimliydi...Hadi ben gittim...