Neden bahsedebilecegimi buldum aslinda ama biraz soyle geyik gunumdeyim. Kadin-erkek farkini mi alsam, ozlemi mi yoksa neler ogrendigimden mi bahsetsem yada kendime guvensem hepsini toparlayacagim.
Soyle gireyim olaya, yil 2005 bircok Turk kizi gibi annesinin dizinin dibinden ayrilmamis, kendi kararlarini pek vermemis dolayisyla ogrenecek cooook seyi olan bir kiz var ve ailesinden okyanus otesinde bir ulkeye tek basina yasamaya gidiyor, haliyle bu kiz benim:) En cok annemin yemeklerinden sikayet ettigim zamanlari hatirlayip kizdim kendime, sonra annemle geciremedigim yada tahammulsuzlugumle annemi kirdigim gunlerin pismanligi:( Cidden gecen her dakika o kadar degerli ki cunku bir daha o anda, o ortamda o insanlarla olma ihtimalini dusunmek korkutucu. O yuzden her dakika onemli ozellikle sevdiklerimizleyken. Eskiden insanlari kaybetmek cok korkuturdu beni ama bu da hayatin bir parcasiymis, guzel insanlar yada ortalama yada kotu insanlar hayatlarimiza girip kimi az kimi fazlasiyla iz birakip giderlermis. Gitmek fiziksel yonde, cunku iyilerle ne kopabiliyorsun ne de izlerini unutuyorsun. Konudan konuya atlamaya bayirilim ben yok yok itiraf ediyorum bayildigimdan degil sadece yapi meselesi amm soylemeden edemeyecegim. Her insan ayri bir dunya farkinda miyiz bunun acaba? Icimizdeki guzellikler, zorluklar, zevk aldiklarimiz, bir kelimeden cikardigimiz sonuc, bir olaya verecegimiz tepki, hedeflerimiz, umutlarimiz, uzulduklerimiz, yuzumuzde guller actiran, sevgimiz, sevgiyi gosterisimiz, herseyimizle ayri dunyalariz. Bu senelerce once tek basina hayata baslayan kiz en cok kendi tanimakta zorlandi, her ne kadar inanmasi zor olsa da. Her ne kadar kendimizi tanidigimizi dusunsek de, genelde arkadaslarimizi, sevdigimizi, annemizi, babamizi elestirsek de kendimizi tanimadigimiz o kadar cok yon var ki. Ama benim kadar kendini incelemek, elestirmek de pek ic acici degil, boyle cilgin boyutlara ulasabiliyor:) Daha cok yazmak istiyorum ama derse baslamaliyim ama yazmak daha eglenceli hem de bir kacis:)
Kendimi tanima savasimdan sonra ikinci zorlugum kadinligi tanimak, kadinin bakis acisini, kadina bakilan aciyi cozmeye calismak oldu, tahmin edilecegi uzere cozebildigim hicbir sey yok, olacagina dair umudum ise nasil mutlu olacagimi bulmaktan ibarettir. Turkiye gibi bir ulke, kadina et gibi bakilan, esitligin daha cok kanunlarda gostermelik olduguna inandigim, daha tutucu, daha az ozgurlukcu ve esitlikci bir kultur. Ama ayni zamanda kadini daha korumaci, sahiplenici bir kultur; her ne kadar ezmekle korumak arasindaki ayrim yapilamasa da. Amerika ise tamamiyla bunun tersi, kadinlarin erkekle esit oldugu hatta bana sorarsaniz haklarinin daha cok oldugu, kadinlarin da erkekler gibi sevisip unuttugu, ben kadinim yapamam demedigi bir ulke. Ne kadar ileri gorusluyum deseniz de, ne kadar ben geleneksel, tutucu bir insan degilim deseniz de o(Turk) kulturde yetismissiniz, kaniniza islemiz bazi seyler. Zamanla daha da atiyorsunuz tabiki ustunuzdeki enteresan tavirlari. Ama yine de sevismek hicbir zaman iki tarafli, karsilik olmuyor, hep erkegin faydalandigini dusundugunuz bir zihniyet hakim ve objektif dusundugunuz de guluyorsunuz bu tavriniza:) Erkeklerin ve kadinlarin farkli algiladiklarini, farkli dusunduklerini, farkli yaradilisleri oldugunu anlamak hic kolay olmuyor. Hatta hicbir zaman evli bir kadinin incelik beklentisi, yada bir kiz arkadasin romantizm istegine karsi esin yada erkek arkadasin fiziksel isteginin yaradilistan kaynaklandigin farkina varilmasi hic mi hic kolay olmuyor. Erkekleri suclamanin yalnis oldugunu cozup, bir orta yol bulunmali kismini az da olsa kavramis olsam da, nasil, nerde ne zaman, mumkun mu bilemeyecegim. Bilen varsa soylesin, yada ben biraz ilerleme kaydedersem yazarim:)
En son ozlem dedik, eee evett cok sey ogreniyor insankizi hayatta ama bir ozleme soz geciremiyor, onun ne dili var, ne sonu, caresi dersen o da yok sanirim. Hep birseylerin ozlemi icindeyiz, annemizi buldugumuzda, bulasik yikarken guzel durala demeyen sukunetin, babamizi buldugumuzda gecen kavgalarin olmadigi sessiz gunlerin, sevdigimizi buldugumuz da bekar gunlerin, Turkiye'deyken arabanin, rahatligin ozlemi, Amerika'da eski dostlamizin, ailemizin, Banana Republic'te sosyete pazarlarinin. Ozlemin sonu yok ve gelmeyecektir. Hayat secimlerle dolu, sedece neyi ozlemek istedigimizi secmeli yada hayat neyi gerektiriyorsa birlikte getirdigi ozlemi kabullenmeyi ogrenmeliyiz. Baska konuya atlamamaya karar verdim. Herkese sevgiler....okuyan okumayan, duyan duymayan, goren gormeyen.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder