28 Mayıs 2009 Perşembe

Ask ve ozgurluk


Yarin bilimsel biseyler yazmak hedefim, bakalim biraz daha az duygusal olup yazacagim:D
Biraz daha ask ve askta kisisel deneyimlerden bahsedecegim bugun. Nobel odullu yazar Octavio Paz'in soyledigi gibi gercek ask icin gercek ozgurluk sarttir kanimca. Insanlar istedigi gibi davranabildigi, sinirsiz gonullerince hareket edebildigi surece duygularini baskisiz yasayabilirler. Milliyette okudugum bir yazida vardi kadinlarin hakki olan ozgurlugu alabilmek icin evlendikleri, daha rahat haraket edebilmek, sevdigiyle rahatca gezip tozabilmek icin. Tabi bu bizim gibi toplumlarda, uzucu baskiyla yonlendirilen duygular. Tabi bir de kulturun disinda, bireylerin yarattigi baski var duygular uzerinde; ben bunu yapmam, yapamamlar, bunu bana nasil yapabilirler, daha agirdan almaliyizlar, hepsi baskici ogretiler gibi gelir bana. Yazilarimdan sanki bunlari yapmiyormusum sonucu ciksa da, ben yapmis arada yapiyor bulunup da hata oldugunu gorenlerdenim, degisen degisme cabasi olanlardanim. Kadin oldugun icin ya da erkek oldugun icin belli kaliplara girmemeli insanlar, girenlerin yalnis yaptigini dusunenlerdenim ben. Sevgi sinirsiz yasanmali, insanlar hayatlarini yasarlarken duygularini da sonsuz gosterme, yasama cesaretinde olmali... Aski en cok yipratanlardandir ogurlugunun alinmasi, asigi ise degistirme cabasi yipratir. Degisim kacinilmazdir, yasadikca buyur, ogrenir, degismek ister ve degisir insan; guler, aglar, duser, kalkar, sever, nefret eder ve ogrenir insan. Iliskilerde sevgililerin biribirine gore torpulenmesi de kacinilmazlardandir. Ama bilinci degistirme cabasi, sevdigini niye sevdigini unutmak, bambaska bir insan yaratma cabasi dogru degildir, yapilamaz, yapilirsa mutlu olunamaz, olunsa da sonu gelecektir. O yuzden diyorumki; insanlar dugularini, sevgilerini, asklarini ozgurce, kalipsiz, endisesiz, degisme ve degistirme cabasiz, biraz daha kendi haline, zaman birakilarak yasamalilar. Amac mutlu olmak, haline birakmak, yasamaktan oteye gitmemeli...

21 Mayıs 2009 Perşembe

Kadin ve erkek

Bir gun duygusal birgun siyasi yaziyorum. Gazete haberlerinden bahsedeyim kisaca: ...Cumhurbaskanimizin mahkemeye cikarilmasi soz konusuymus. Cumhuriyet haklarin esitligiyse hicbir halkin temsilcisinin ayricaligi olmamali kanimca, tum milletvekilleri ve yoneticiler haksiz olduklarinda yargilabilmeli ki cumhuriyet, demokrasi ve hukuk tam anlamiyla isleyebilsin.
...Esini aldattigi icin iskence yapilarak burnu ve kulaklari kesilen kadina yapilanlari hakli goren koylusu uzdu beni biraz. Eger ceza verilmezse herkes yaparmis, ne uzucu boyle dusunen insanlarin varligi.
...Turker Alkan'in yazisina gore cinsellikte yeterli olmayan insanlar diktator oluyorlarmis. Milyonlarca insanin olmesine neden olan Hitler ve Franco'nun tek testisi varmis. Ilginc buldum.
...Altan Oymen Turkan Saylan'in bir cumlesinden bahsetmis "100 bin öğretmen açığımız varken, 35 bin okula karşı 75 bin camimiz varken...” demiş... (Yazıdaki ‘alıntı’ bu kadar... Cümlenin önü arkası yok)". Evden edilebilecek ibadet icin yapilan bunca camiye karsilik, egitim yuvalarinin bu kadar az olmasi uzucu.

Simdi cok vaktim kalmamis olsada kadin erkek arasindaki birkac farka degineyim.
...Erkekler daha uzun ve agir, kalpleri ve cigerleri kadinlardan daha buyuk, ciltlerinde kollogen orani daha yuksek, beyinleri %4 daha fazla hucreye ve 100g daha fazla dokuya sahip, derinlik ve uzaklik gorme yetileir daha iyi. Daha cok masturbasyon yaparlar, sekse daha olumlu bakarlar, daha cok risk olip, daha sinirlidirler.
...Kadinlar genelde daha fazla yag ornaina sahipler, dogurganliklari 35'ten sonra azalir, gece gorusleri daha iyidir, sese daha duyarlidirlar. Duygularini daha kolay anlatabilirler ve daha yogun yasarlar.

19 Mayıs 2009 Salı

Daha cok Turkanlar olsa....

Soyleyecek cok sey var, soylenen yazilan cizilen de... Kendi son roportajindan bir kesit Abbas Guclu tarafindan...

* 20 yıldır çok iftiraya maruz kaldık, 5 yıl asılsız iddialarla yargılandık hepsinden beraat ettik.
* Biz ne darbe ne şeriat diyoruz.
* Ben fırsat eşitliği istiyorum. Her çocuk okumalı. Mücadelemin sebebi bu.
* Doğu’daki eğitim sorunu tamamen ekonomik bir sorun. Maddi destek verirseniz aileler çocuklarını okutmak istiyor.
* 29 bin üniversiteliye 36.600 kıza burs vermişiz. Bu çok bir şey değil. 100.000 olsun isterim.
* Eğitim gören çocuklar cumhuriyetin bireyi oluyor, vatandaş oluyorlar. İşte ben bu yolla eğitim yoluyla terörün biteceğine inanıyorum.
* O bölgenin insanı bize inanıyor, onlara baskı yapmadığımızı hissettiği zaman biz niye dağlara çıkalım diyor.
* Bir öğrencinin bizden burs alabilmesi için yoksul olması, çalışkan olması gerek.
* Başörtülülere karşıyım imajı verilmeye çalışılıyor. Böyle bir şey yok. Biz asla ve asla başörtüsü karşıtı değiliz. Kimsenin de karşı olmaması için elimizden geleni yaparız. Hepsi kardeşimiz, komşumuz, dostlarımız fakat eğitim ve resmi kurumlarda yasak ve biz de yasalara uyan insanlarız hepsi bu.
* Hakkımda misyonerlik iddiaları var. Doğru. Türkiye Cumhuriyeti’nin eğitim misyoneriyiz biz.
* Zavallı anam İsviçreli ve Hıristiyan olduğu için bu iddiaları ortaya atıyorlar. Ama evlenmeden önce Müslüman oldu. Belli bir basın bunları uyduruyor, insanlar da buna inanıyor. Bu nasıl bir zihniyet?
* Herkes eşit olmalı. Mezara hepimiz eşit giriyoruz.
* 13 -14 yaşındaki kızların başlık parası diye parayla satılmasına karşıyım ama aile perişan, ne yapsın? O parayla gübre parası ödüyor. Ama bizim bursumuzla okuyor. Aleyhte olanlar da şimdi lehine oldu. Anlıyorlar bize karşı iftira olduğunu.O iftiralar beni hiç ilgilendirmiyor ama bizim projemize zarar gelirse aslan kesilirim.
* Gençler birbirini iyi tanısınlar. Üniversitede gruplaşmasınlar.
* Cahil bir kitleyi her yere sürersiniz ama bizim insanımız sürü değil artık.
* Keşke devlet bir karar alsa parasızlık nedeniyle okumayan çocuk kalmayacak diye.
* Tek cins okullara karşıyım. Herkes birbirini tanısın diye karma okullar istiyorum.
* Yetiştirdiğimiz pırıl pırıl insanlar var. Onları nasıl tutukladılar, nasıl evleri arandı anlamak mümkün değil.
* Anasınıfı çok önemli. Doğru ve Güneydoğu’daki çocukların ilkokul 1’e hazır halde gitmesi gerek. Çünkü çoğu Türkçe bilmiyor.
* O bölgedeki çocuklar sevgi, dokunmak okşanmak bekliyorlar.
* Çocuklar ülkelerini severek büyüsünler.
* Gençler, öğretmenlerin ellerine tutuşturdukları yazıları değil içlerinden geldiği gibi konuşsunlar.
* Bu bir çalkalanmadır. Her ülkede buna benzer şeyler olur. Türkiye asla kötü bir yere gitmeyecek. Bir kişiyi biraz aldatırsınız ama sonuna kadar aldatamazsınız. Türkiye sonunda doğru yolu bulacak, çağdaşlaşma yolunu seçecektir çünkü biz Atatürk’ün çocuklarıyız. Yanlış yapanlar da yanlışlarını anlayacaklardır.
* Türkiye’de çok akıllı insanlar var ama onlardan fikri alınmıyor.
* Üniversiteleri dinlemek gerek.
* Bölücü davranışlarda bulunanlara karşıyım.
* Ordumuz çok önemli bir fonksiyona sahip. Ben orduya laf söyletmem.
Özetin özeti: Kardelenleri, eminim ki onu ve ilkelerini unutturmayacak...

Bir gun onun gibi olabilmemiz, onun gibileirn artmasi dilegiyle...

Aci tebessum

-Yav bırak Mustafa abi yaa, sen mi kurtarıcan memleketi Allah aşkına!

- Ama işgal zırhlıları...

- Boşver şimdi sen işgal zırhlılarını filan... Gün gelir, memleketin malını mülkünü tapusuyla İngiliz’e satar bunlar.

- Yok canım!

- Yeminle söylüyorum, İngiliz vatandaşı bakan bile getirip koyarlarsa şaşma.

- Ama ahval ve şerait...

- Güzel abim yaranamazsın... Bak şimdi binicez bu dandik gemiye, taaa Samsun’a gidicez, savaş, boğuş, kendimizi paralayacağız, diyelim becerdik, devrim mevrim, anlata anlata dilinde tüy bitecek, sonra sen kahırdan ölücen, önce biraz ağlıycaklar, sonra gene "Son Osmanlı Padişahı" diye pankart açacaklar, mezarında dönücen.

- Saltanat kalsın diyosun yani...

- Alışmadık kıçta don durmaz abi, egemenlik megemenlik vereceğine, iki çuval kömür ver, daha iyi... Aha buraya yazıyorum, açlıktan nefesleri kokarken padişahlarına saltanat uçakları alırlar, bu gemiyi de jilet yaparlar, söylemedi deme.

- Efkárlandım be...

- Yakma o cigarayı gözünü seveyim, yarın öbür gün belgesel yaparlar, keş gibi gösterirler seni haberin olsun.

- Hal çaresi nedir peki?

- Al padişahın kızını, yırtalım.

- Millet ne olacak?

- Onlar da ulemaya sorsun artık ne olacaklarını, bize ne, kendi düşen ağlamaz.

- Laik olmasınlar mı, birey olmasınlar mı, kendi lisanları olmasın mı, şıhlara şeyhlere mi bırakalım kaderlerini?

- Bak ne güzel söylüyorsun, kader der geçerler, takalım takkemizi bakalım dalgamıza, iş çıkarma başımıza...

- İyi de, yazık olmaz mı?

- Asıl bu yaptığını yaparsan yazık olur... Bazıları sana inanacak, etkilenecek, senin fikirlerini yaşatmaya kalkacak, hayatları kayacak, evleri basılacak, içeri tıkılacaklar, kimine saçını örtmediği için fahişe diyecekler, kimine milletin malını Arap’a satmayın dediği için komünist diyecekler, kimine Ne Mutlu Türküm Diyene dediği için faşist diyecekler, darbeci diyecekler... Yorma ahaliyi, kula kulluk edelim, rahat edelim.

- Yok arkadaş, ben bi deniycem.

- E sen bilirsin.

13 Mayıs 2009 Çarşamba

Cok sey var yazacak

Karmasik, cok duygulu bir gundeyim yine, bir konu toparlayamayacagim sanirim. Birkac haber ve siir yazacagim.

Ilk haberimiz kocasinin ustune oturarak olumune sebep olmaktan yargilanan 128 kiloluk Alman bayan:)

Ikincisi is yerinde opustugu icin yargilanan baska bir bayan. Ne kadar karsiyizdir opusmelere, 2 kisi kavga etse ayirmayiz, iki kisi opusse aile var diye uyaririz. Keske herkes istedigi yerde istedigi gibi opebilse birbirini, kavga etmeler yerine...

Vatandaslar yarginin bagimsiz oldugunu dusunmeyip, Allah dusurmesin diyorlarmis. Ne kadar dogrudur Allah'a siginmak bu kadar haksiz bir yargi sistemi karsisinda(!).

Slogan attigi icin 7 yil hapis cezasina carptirilan bir insan.

12 bin 211 koyun degistirilen adlari. "Türkiye köylere Kürtçe isimlerin dönüşünü tartışırken, bir araştırmaya göre 1940-2000 yıllarında köylerin yüzde 35'inin adı değiştirildi. Kürtçe, Ermenice, Gürcüce, Lazca isimlerin yanı sıra içinde 'kızıl', 'çan', 'kilise' gibi sakıncalı sözcükler geçen Türkçe adlar da tarihe karıştı". Keske cesitliligimiz, buyuk tarihimiz, karisimimiz,, toleransimiz, kardesligimizle bir guzellik yaratabilsek canim Turkiye'mde. Belki birgun (umutsuz bir yakarisla), insallah birgun diyelim...

Aci gerceklerle yuzlesmek haber okumak benim icin, icimin acimasi, ellerimin titremesi demek.

Can Yucel'den birkac guzel siirle noktalayim bugunu:

Baglanmayacaksin (Kimsenin koru korune baglanmamasi umidiyle)

Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.

Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de
korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları...
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"O benim." diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin...
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait
olacaksın.
Mesela turuncuya, yada pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem
de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...

CAN YUCEL


HERŞEY SENDE GİZLİ


Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,

Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...

7 Mayıs 2009 Perşembe

Aglama hidirelez...

Bahar oldu aman
Al kese astım gül dalına
Adadım yarin adına
İki göz oda
Dağ yeşil, dallar yeşil
Uyandılar bayrama
Her gönül şen
Bir benim bahtım kara
Kokuyor buram buram
Fulyalar vakit tamam
Bir bana uğramadı
Bu bahar bayram
Ağlama hıdrellez
Ağlama be bana
Acı ektim yerine
Sevda yeşerecek
Başka bahara
Ne yolu var ne izi
Tanıdık değil yüzü
Dileğim Allah’tan
Aşk sözün özü
Sevdiğim yok eşim yok
Ağardı bir gün daha
Ey benim şans yıldızım
Gülümse bana

6 Mayıs 2009 Çarşamba

Bahar, hidirellez ve huzun bir gun

Bahar guzeldir, umut verir insana, mutlu eder. Hidirellez is soguk kis gunlerinin bitip, yaz gunlerinin geldiginin mujdecisidir. Baht acma torenleri yapilirmis hidirllezde, dilekler dilenir, cizilir bir kagida gul agacinin altina atilir, gelenekleri cok ve guzeldir hidirellezin. Hosgeldin sicak, mutlu yaz gunleri...

Hidirelleze ragmen bu gunu kotu kilan cok uzucu bir olay vardir 6 Mayis gecesi olmus. Uc fidan uc yigit insan haksiz yere asilmistir. Deniz Gezmis, Yusuf Aslan ve Huseyin Inan'dir bu yurekli insanlarin adlari. Devrim icin savas vermis, ulkesini daha adaletli, guzel bir yer yapmak icin ugrasmis universite ogrencileridir bu uc fidan. 12 Mart darbesinden sonra yakalanmis ve asilmislardir. Daha cok degil gecen sene aradan tam tamina36 yil gectikten sonra bir devlet buyugu itiraf etmistir bu guzel canlarin haksiz yere asildigini, acidir dusunmesi, insanin yuregini yakar bu gercekler. 3 film yapilmistir haklarinda: Hoscakal Yarin, Askolsun Sana Cocuk ve Hatirla Sevgili; bircok kitaplar yazilmistir uzerlerine Bizim Deniz, Dar Agacinda Uc Fidan, Acilara Yenilmeyen Gulumseyisler... vs. Onlara yazilan turkulerden biridir bu asagida sozlerini yazdigim:

İşte geldik gidiyoruz
Hoşçakal kardeşim deniz
Biraz çakılından aldık
Hoşçakal kardeşim deniz
Biraz masmavi tuzundan
Hoşçakal kardeşim deniz
Sonsuzluğundan birazcık
Hoşçakal kardeşim deniz
Birazcıkta kederinden
Hoşçakal kardeşim deniz
Birşeyler anlattın bize
Hoşçakal kardeşim deniz
Denizliğin kaderinden
Hoşçakal kardeşim deniz

Biraz daha umutluyuz!
Hoşçakal kardeşim deniz
Biraz daha adam olduk
Hoşçakal kardeşim deniz
İşte geldik gidiyoruz
Hoşçakal kardeşim deniz

Keske daha umutlu olsaydik kardesim Deniz! Sen gittin, biz yerimizde kaldik, hatta geri gittik, canin pahasina savundugun devrime sahip cikamadigimiz icin hepimiz sucluyuz, seni asanlari cezalandiramadigimiz icin hepimiz sucluyuz, en kotusu de bilirim ki bugun olsan yine asilirdin sucluyuz....

http://www.youtube.com/watch?v=xw1VWGnmtcE

http://www.youtube.com/watch?v=OKCnoeE_e1c